19 Ağustos 2010 Perşembe

temel eğitim tamam !!

Epey aradan sonra yazma fırsatı buluyorum. Ancak bu zaman zarfında çok gelişmeler oldu:
Temel eğitim kursunu Istanbul Yelken'de tamamladım. Istanbul Yelken'deki tüm eğitmenler harika! En buyuk avantajı bu olsa gerek. Ve doğru fiyatları her yerden fazla bunun nedeninin kalitenin yanında ders saati olduğunu hep vurguladilar. Bu kısmen doğru. Gerçek şu ki 4 hafta 5er saatten toplam 20 saat pratik ders verMIyorlar. Yapılan saat 9:30da toplanma ve 9:45 gibi brifinge başlama ve en iyi ihtimalle 10:30 gibi denize çıkış yine en iyi ihtimalle 14:30 gibi dönüş. Yani maksimum 4 saat. Gel gor ki bunu yakalamak zor. OZellikle benim derse gittigim donemde havanın cok hafifi (ruzgarın az) olmasından dolayı brifingler uzatıldı ve hatta brifing sonrası oturup ruzgar gelsin diye bekledigimiz bile oldu. Boylece çıkış saati 11'lere sarkarken diğer taraftan eğitim sırasında rüzgarın durması gibi sebepler bundan sonra yelken yapılmaz motora kuvvet diyerekten erken dönüşlerde oldu. Istanbul Yelken Klubunun iyi yanı bu eksikleri telafi etme çabası oldu. 2 telafi dersi yapıldı. Ancak onlarda da her zaman muhtesem havayı yakalayamadık. Ustelik once derste kursu bittiginde hep beraber Burgaz Ada yapıp balık yiyeceğiz, sizlere sertifikaları vereceğiz dendi ama maalesef bu ekstradan verilen soz sonradan tutulmadı. Heni kursun başında böyle bir taahutte bulunmamışardı ama beklenti yarattukları için bir hayal kırıklığı oldu.
Sail pass uygulamaları da hem pahallı hem de organize olmada zorluk cekiyorlar. Sanırım klubun "organizasyon" anlamında kotu bir donemine denk geldim. Baska bir eksiklik ise egitimlerde takımruhunu yakalayamamiz oldu. Tabii bunda herkesin bir payi var, her seferinde farkli kisilerle cikmamızın yanında kurs icinde de farklı hedefleri olan kisilerin olması bir etkendi. Kimisi su yelken de "havali" bir hobi diyerekten gelmis, yorulmadan keyif urmek isterken, kimisi yeni aldığı/alacağı tekneyi yürütüp mehtaplı geclerde, güneşli günlerde arkadaşlarımı nasıl gezdiririmin peşindeydi. Yelkende beraber olunan grup cok onemli, aynı dili konusyor olmak yeterli değil bakislarla mimiklerle ve hatta hissederek telapati ile iletisim kurabilecek kadar birbirini tnaımış olmak gerekiyor. Bir diğer kotu yanı ise 5-6 kişi çıkılması ver her seferinde en az 2 kişinin boşta kalması. Sırf bu yuzden grupta hafif bir gerginlik ve reakabet havası doğuyor. Herkes sısrasını kaptırmama derdinde :)
Bunu başka bir dezavantajı herkes aynı çalışmayı bir kaç kere yapbilsin diy ebelli bir daire içinde dolap beygiri gibi donmek :)
Itiraf edeyim bol bol tramola, kavanca atmak, yelkenli de bir saniye bosta kalmamak beni cok mutlu ediyor. Bunun yanında belli bir rotayı takip etme kerteriz alma ada yakınından gecme gibi pratiklere zaman kalmamaıs kotu.
Benden size tavsiye maksimum 4 kisilik kendi takımınızı kurun ve bu takıma sizin ihtiyaclarınıza uygun egitimi vermek uzere klubunuzle anlasın. Tabiii bunu temel egitimi almadan bilemme imkansızdı :)
Tabii hepsi bu degil ADB ve KMT sınavlarına Yesilyurt'ta girdim. Basarıyla gectim ! Hatta ev adresimi verdim belgelerimi de yolladılar.
Yelkensizlige dayanamadıgım ve bizim klüple sail pass ayarlayamadığımız için bir pazar öğleden sonra Mehmet Çömlekçi ile yelken bastık. O da hos ehli keyif biri ama -sanırım temel egitimi ondan almadik diye- biraz aksi davrandığı oldu. Nedense onunla yelken yaparken kendimi rahat ve keyifli hissedemiyorum bir turlu. Korkarım yıldızlarımız barismadi. Burgaz adayi donduk, gittigimiz rota guzeldi, ruzgar da epey saglam ustelik bizimle epey oyun oynadı. Bir hışımla geldi sonra birden kesildi. Bunca guzellige ragmen garip bir elektrik vardi ortamda teknede yalın ayakla dolaşması, sigara içmesi veya can yelegine gerek yok demesi gibi ufak detaylar moydo beni iten bilemedim.